Bu külliyede daha çok bugün ki anlamda lise ve üniversite eğitimleri veriliyordu.
Sorum şu; Nebeviye Medresesi’nin bulunduğu kompleksin içinde minnacık bir medreseye ne için ihtiyaç duyulmuş?
ŞEHZADELER TÜRBESİ
1508’da başlayan Tolgadırlı ( Dulkadırlı ), Safaviler arasında ki Diyarbakır savaşları iki yıl sürmüştür. Bu savaşlarda 1509 yılında Alaüddevle’nin oğullarından Sarı Kaplan lakaplı Kasım Bey ve Erduvan ( Erdivane ) Beyleri Safaviler ele geçirirler. Safavi komutanı Muhammet Han Ustaçlı bu iki şehzadenin kafalarını vurdurtarak kafalarını Erdebil’e Şah İsmail’e yollar. Bedenleri ise Maraş’a gönderilerek Alaüddevle’nin kendisi için göndermiş olduğu türbeye defin eylenirler.
1510 yılında ise; Alaüddevle’nin veliaht şehzade Şahruk Bey ( Kör Şahruk ) ve küçük oğlu Ahmet Bey’i Safaviler ele geçirirler, Muhammet Ustaçlı bu iki şehzadenin de kafasını keser, Erdebil’e Şah İsmail’e yollarken gövdeleri de yine Maraş’a getirilip diğer kardeşlerinin yanına türbeye defnedilir.
Türbenin üzerinde ki kitabeyi Besim Atalay’dan almış olduğumuz bilgiye göre 1800’lü yılların içinde cinci bir arap tarafından kazındığı ifade ediliyor. Mevcutta bulunan tek mezar Şahruk Bey’in mezarıdır. Diğer şehzadelerin mezarlarının üzerine Kurtuluş Savaşı şehitleri defnedilmiştir.
PADİŞAH KIZI MEZARLARI
Bugün Taş Medrese diye bildiğimiz yapının bahçe kısmının doğu tarafında üç adet vardı. En son yapılan restorasyonda bu mezarlar yok edildi. Bu mezarlar Alaüddevle Bozkurt Gadırhan’ın kızlarına aitti. Bu yapının kapalı kısımlarında ise Alaüddevle ve Şahruk Bey vakfiyelerinden masrafları karşılanmak suretiyle görevli hafızlar vardı. Bu hafızlar yirmi dört saat sürekli Kuran okuyorlardı. Orda bulunan odalar bu hafızların mescit, barınma yerleri ve Kuran okudukları yerlerdir. Muhtemel ki burada hafızlar dini eğitimde vermişlerdir. Maraş halkı bugün hala bu yapıya ‘Padişah Kızının Mezarlığı’ derler.
1-) Nebeviye Medresesi’nin bulunduğu bir yerde ikinci bir medrese bulunması mümkün değil.
2-) Hemen yanı başında Maraş’ın en büyük mabedi olan Ulu Camii yirmi dört saat açıkken, bu küçük mescide ne gerek duyulmuş ki, Taş Mescit denilmiş?
3-) En azından benim ulaşabildiğim kaynaklarda Besim Atalay’ın 1916’da Maraş Maarif Müdürü iken yazmış olduğu Maraş Coğrafyası isimli kitabında ‘Taş Medrese’ yazıyor.