Kangallar sadece kendisinin sahibi olduğu için çobanları ellerinden geldiği kadar korumaya çalışıyorlar ve hatta canı pahasına olsa dahi tehlikeden hiçbir zaman geri durmuyorlar. Sadece sahiplerinin hayvanları olduğu için o keçi ve koyunları dahi gece gündür demeden yırtıcı hayvanlara karşı korumaya çalışıyorlar. Dişi kangallar, değim yerindeyse kundaktaki yavrularını unutarak herhan gibi bir tehlikede canları pahasında dahi olsa sahibini ve hayvanlarını korumak için kendi canını hiçe sayarak yırtıcı hayvanların üzerine atlamak geri çekinmiyorlar.

Yavru kangallar daha 6 aylıkken bile, güçlerinin yetmiyeceğini bilseler bile sahibini, evini ve hayvanlarını korumak için anneleri ile birlikte çoban ile birlikte hayvanları yaymaya çıkıyorlar.

İnsanların en sadıkları yoldaşları olarak bilinen bu hayvanlar hiçbir zaman sahiplerini yarı yolda bırakmazlar ve her zaman yanlarında olurlar. Sahipleri onlara kızsa ve yemek dahi vermese bile Kangalları onları ölünceye dek bırakmazlar. Yaşlı kangallar ölüme yaklaştıklarında sahipleri öldüğü için üzülmesin diye hiçbir zaman bırakmadıkları evi ve ömür boyu yoldaşlık yaptıkları sahiplerini terk ederler ve ıssız bir yerde ölmeyi beklerler.

Bu derece düşünceli, saygılı ve zeki olan hayvanları ne yazık ki hak edilen sevgi’yi ülkemizde göremiyorlar. Elin gavuru dünyanın öbür ucundaki Avustralyalılar bile sürüleri için Türkiye’den gelip kangal alırken, bizim merhametsiz bazı vatandaşlarımız köpeklerimiz zehirleyerek ölüme terk ediyorlar.

Muhammet Furkan Gökçe yazdı..